11 Temmuz 2008 Cuma

Tello ile Yeni Sezon


Yeni sezon öncesi geçen sezonun yıldız oyuncusu Tello'nun açıklamaları,

Tello adını daha geçen yıla kadar Türkiye’de bilen yoktu, duyan da... Hatta Beşiktaş’a geldiğinde, “Tello gider, yan gider Tello...” türküsü ile bağdaştırıldı adı. Şilili oyuncunun Kartal’a gelişi de enteresan. Aynı takımın stoperlerini izlemeye giden PAF takım hocası Fikret Demiray, Tello’nun alınması yönünde rapor vermiş. Yönetim kapsamlı araştırma sonucu bonservisi de elinde olan Tello’ya bir anda imza attırdı. Bilinmeyen ‘kutu’ olarak karşımıza çıkan tecrübeli futbolcu, oynadığı futbol ile herkese parmak ısırttı. Sol ayağını ‘raket’ gibi kullanan Tello, kaçan şampiyonluktan, olay çıkardığı ve tarihi ceza aldığı milli takıma... Transferlerden, özel yaşantısına kadar tüm görüşlerini paylaştı. Tercüman Tuğkan Keçecioğlu aracılığı ile düşüncelerini açıklayan oyuncu, bu sene başarılı olmanın sırrını da açıkladı. Ve bir ricada bulundu, adımın telaffuzu Teyyo, Tello değil! İşte her sorumuza içtenlikle cevap veren Tello huzurlarınızda!

İlk geldiğin sene kimse tanımıyordu, ancak iyi performans gösterip herkesin beğenisini kazandın. Bu sene beklentiler daha fazla, hazır mısın?

- Portekiz’de 6.5 sene kaldıktan sonra kariyerimde değişiklik istiyordum. Açıkçası ilk sene bu kadar iyi olacağımı düşünmüyordum. Kendimi bile şaşırttım!. Elbette ben ve takım olarak hatalarımız oldu. Bu sene bunlardan sıyrılırsak çok daha iyi yerlerde olacağız.

Bir çok giden ve gelen oldu. Bu durum perfrormansını nasıl etkiler?

- Gelen ve giden değişiklik yaratıyor. Mesela Seric.. Benim arkamda olacağı için onları takıma çok iyi motive etmemiz gerekir. Gelen üç yabancı da, takım içinde çok iyi grup oluşturdu. Önemli olan önce UEFA, sonra da lig maçlarında herkesi bir formata oturtturmak. Pozitif şeylere devam etmemiz gerekiyor. Şu ana kadar her şeyi pozitif olarak gördüm. Bunların devam etmesi gerekiyor.

Şampiyonluk baskısı futbolunu nasıl etkiliyor?

- Şili ve Portekiz’de büyük takımlarda baskı altında oynadım, yani alışığım. Üstelik iyi yönde etkiliyor beni. Geçen yıl ikinci yarı rakiplere göre çok iyi oynadık. Hakem hatalarını gözönüne alırsak, iki-üç hafta önce şampiyonluğu garantileyebilirdik. Taraftarın baskısı şampiyon olmamız için, bu da negatif değil, pozitif etki yaratır. Çünkü onlar şampiyonluk istiyor, biz de.

Futbol dışındaki yaşantında neler var?

- Ailem ve özellikle oğlumla zaman geçrimeyi çok seviyorum. İstanbul çok güzel bir şehir. Yeni yerleri keşfetmeyi seviyorum.

Portekiz’den sonra Türkiye’de uyum sorunu yaşadın mı?

- Şili’den Portekiz’e gittiğimde çok zor olmuştu. İlk kez yurt dışı ve ayrıca Lizbon gibi soğukkanlı insanların olduğu bir kente gelmiştim. Yıllar sonra alışmaya başladım. Türkiye’ye gelince tam tersi oldu. İnsanları, ülke yemekleri çok benzer olduğu için adaptasyon kolay oldu. Tek sorun dil. İspanyolca ile Portekizce’nin benzer yönleri olsa da, Portekizce öğrendim. Ama Türkçe henüz öğrenemedim. Eşim dile çok yatkın. Özel dersler alıyor. Bunun dışında bir kaç lisan biliyor. Tam adaptasyon için dil bilmek gerekiyor. Ben de yavaş yavaş öğreniyorum.

Hiç transfer teklifi aldın mı?

- Beşiktaş ile iki yıl daha sözleşmem var. Bugüne kadar bana gelen transfer teklifi olmadı.

Şili, Portekiz ve Türkiye. Sıralama yaparsan en zor hangi ülke futbolu?

- Portekiz’i ilk sıraya koyarım. O zamanlar Mourinho’nun orada olması, milli takım seviyesinde aldıkları başarılar, Porto’nun Avrupa Kupaları’ndaki sonuçları... Şu an Türkiye o yolda gidiyor. Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ndeki başarıları. Milli Takım’ın şampiyonada üçüncü olması. Portekiz’in çıkış yaptığı dönemi, şu an Türkiye yaşıyor. Şili’de rekabet yok. Hep aynı şeyler dönüp duruyor.

En çok beğendiğin oyuncular kim?

- İlk isim Semih olacak. Ne zaman oyuna girerse girisin aynı performansı sergiledi. Milli Takım’da yeterli şans bulamamasına rağmen klasını konuşturup kritik goller attı. İkinci olarak da Mehmet Yıldız. Çok güçlü bir oyuncu. Daha büyük takımlarda oynamayı fazlası ile hak ediyor. Yabancılar hakkında konuşmaya gerek yok. Zaten çoğu ile görüşüyorum. Hepsi kaliteli isimler.

Milli takıma davet ederlerse, maçlar ne zaman başlıyor?

- İlk maç 20 Ağustos’ta İstanbul’da; Türkiye-Şili özel maçı var. Daha sonra Amerika elemelerinde Kolombiya ve Brezilya ile oynayacağız. Takımın hocası değişti, Arjantinli biri geldi. Çağrılmayı bekliyorum. Davet ederlerse mutlu olurum, olmazsa da burada çalışmaya devam ederim.

Yol çok uzun, gidip gelme nedeniyle takımdan oldukça ayrı kalacaksın gibi?

- Yol çok uzun, haklısınız. Ancak burada zamanın pek önemi yok. Sonuçta milli görev.

Uçak korkun var mı?

- Korku değil de, yorucu oluyor. Artık uçak benim için, ailem için araba gibi. Alıştık artık. Uçak olmasa gemi olurdu ki, o da bir ayımı alırdı! (Kahkaha ile gülüyor)

Toplara çok iyi vuruyorsun. O an aklından ne geçiyor?

- Orta sahanın ortasından vurmuyorum tabii ki (Yine kahkahalar.) Herkesin karakteristik toplara vurma özelliği var. Ben de duran top, korner ve hareketli anlarda sol ayağımla iyi vuruyorum. O an ne yapmak istiyorsam, ne düşünüyorsam onu yapıyorum. Gol vuruşu ise gol, asist ise asistin en iyisi geçiyor aklımdan.

Değişik mevkilerde oynamak sıkıntı yaratıyor mu?

- Benim için başka pozisyonlarda oynamak sıkıntı yaratmıyor. Sol kanat, sol içi, Cisse ile birlikte ön libero oynadım, bu benim adıma problem olmuyor.Teşekkürler..

En önemli gol Cim Bom’a

Türkiye’de en önemli golüm, Galatasaray’a attığımdı. En güzeli ise Marsilya’ya... Onun da anlamı çok fazla açıkçası. Daha çok gol atmak istiyorum. Fakat asist yapmak da benim için apayrı bir mutluluk doğrusu. İkisi için de elimden geleni yapacağım.

Hocamızla hedef aynı

Teknik direktörümüz Ertuğrul Sağlam’ın futbolcu olarak büyük bir geçmişi var bu takımda. Bunu şimdi de hoca olarak yapmak istiyor. Herkesin kendisine saygısı var. Kendisiyle aynı hedefleri paylaşıyoruz, başarılı olmak istiyoruz.

Olaylar için önlem şart

İbrahim Toraman ve İbrahim Üzülmez’in yaşadığı kavga olayının bir daha tekrarlanmaması şart. Bunun önlemlerini idari yöneticiler almalı. Endişem bu yönde. Onların olmaması takımı olumsuz etkilemez. Çünkü burada birbirinden kaliteli 29 oyuncu daha var.

Oğlum da benim gibi

Oğlum daha çok küçük, ama toplara soluyla vurmaya başladı bile. Topu çok seviyor. Ben de, annesi de, hiçbir konuda üzerinde bir baskı kurmayız. Futbolcu olursa sevinirim tabii, ama derse ki ‘doktor olacağım’, destekleriz. Ayrıca futbolcu olmak da öyle kolay değildir.

Fanatik

Hiç yorum yok: